Okur Kitap Dergisi Sayı: Sayı:39 / Eylül-Ekim 2024
39. sayımızla huzurlarınızdayız. Hatırat, biyografi, otobiyografi, nehir söyleşi, anı hangi isimle anarsak analım, hafıza ve tecrübe aktarımını sağlayan eserler, nitelikli okumalar için olmazsa olmazdır. İyi bir okurun kütüphanesinde mutlaka çok iyi seçilmiş hatırat kitapları olur/olmalıdır. Hatırat okumak hem bir zevk işidir hem de tarih, kültür, coğrafya bilgisi sunar. Hatıratlar bize tecrübe edemeyeceğimiz hayatları tecrübe etme imkanı sağlar. Yanıltabilir ya da doğruyu gösterebilir, buna okuyucu karar verecektir. Aynı zamanda geniş bir alandır, spordan sanat tarihine, tüccarlıktan akademiye kadar ilgilendiğimiz alanlarda iyi hazırlanmış hatırat eserleri bulmak mümkündür. Batı dünyasındaki itiraf etme geleneği anlatı sanatını çok üst noktalara taşıdı kuşkusuz. Bizde ise bu yeni yeni gelişiyor. Biyografi yazarı diyebileceğimiz çok az sayıda insan var mesela. Hatıratını yazsa hemen okuyacağımız pek çok önemli isim hiçbir şey yazamadan vefat ediyor ülkemizde. Halbuki kendileri yazmaktan çekinseler bile, birilerinden destek alarak nehir söyleşiyle ya da doğrudan yazdırılarak hatıraları gün yüzüne çıkarılmalı. Bunun için özel bir gayret gerekiyor. Dosyamızı da bu bağlamda okumanızı rica ederiz. Hem hatırat/biyografi türünün bugün geldiği noktayı özetlemesi hem de bir gelecek vizyonu çizmesi açısından dosyamızın değerli bir katkı olduğunu düşünüyorum. Bu sayımızda, Lütfi Arslan’ın Alman Dehası kitabına dair kritiği dikkat çekiyor. Eseri okumadan önce bu değerlendirme yazısı geniş bir bilgi sunacaktır. Mustafa Çiftci’nin “içinde kitap geçen hikayeler” köşesinde büyüklerin kitap hediye etme alışkanlıklarını sorguluyor. Ayşegül Genç’in beden hakkındaki çarpıcı yazısı dikkat çekiyor. Atlamamanızı öneririz. Söyleşi sayfalarımızda Süleyman Kurt, Latin Amerika ülkelerinde üretilen edebi eserlere dikkat kesilmemiz gerektiğini hatırlatıyor; Muhyiddin Şekur ise kalp ve akıl dengesine vurgu yapıyor. Ercan Yılmaz “iyi yürekli kağıt” serisini devam ettiriyor. Kim bilir, belki yakında bu yazılar genişleyerek kitaba dönüşür. Ülke okumalarımızın bu sayıdaki konuğu Fas. Yazıyı okuyunca Fas’ta ne kadar kıymetli eserler varmış da haberimiz yokmuş diyebilirsiniz. Yine kapsamlı ve dolu dolu bir sayı hazırlamaya çalıştık. Eleştiri, değerlendirme ve önerilerinizi lütfen sosyal medya adreslerimizden ya da okur@okurdergisi.com ’dan bize yazın. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…