RIHLE Dergisi 18. Sayı
“Râfıza versus Ehl-i Beyt” kapağıyla çıkan RIHLE, Şii mezhebini masaya yatırıyor. “Varlığın anlamına, eşyanın hakikatine ve köklerimize…” spotuyla çıkan, üç aylık ilim, kültür ve medeniyet dergisi RIHLE son sayısında, ümmetin temel problemlerinden biri olan ve Ortadoğu’yu adeta mezhepler savaşı ve kaos coğrafyasına dönüştüren Şiilik’i masaya yatırdı. Bu coğrafyadaki bir diğer aşırı ve sapkın uç ise hiç kuşkusuz Suudi Arabistan’ın resmi ideolojisi olan Vehhabilik ve Rıhle bir sonraki sayısını da bu konuya tahsis etmiş. Ehl-i Beyt ve Rafızî politbüro…Türkiye’de de bazı hocaların propaganda ettiği “Ehl-i Beyt mektebi” neye tekabül ediyor?İbn-i Sebe’yi hayali bir şahsiyet olarak sunan Şiileri kendi kaynakları yalanlıyor!Abdullah b. Sebe, “uydurulmuş bir figür” müdür?İtikat işgalini toprak işgaline tercih eden genç kuşaklar!Paralel mezhep Ortadoğu’yu kuşatıyor!Ortadoğu istikrarsızlığında üç etken: İsrail’in kurulması, Nasırcılık ve Humeynî hareketiOrtadoğu’nun bir mezhep savaşı cehennemine ve bir kaos coğrafyasına dönüşmesinde İranˈın rolü“Mustazafların devleti İran”ın “Büyük Şeytan” Amerika’yla kirli ilişkileriİran’ın Şii önderlerinden Musa el-Mûsevî Şiiliği neden terk etti?Sünnilikten Şiiliğe geçen M. Ticanî es-Semavî’nin tutarlılığı sorunuOniki İmam ideolojisi… Oniki İmam anlayışı nass temelli midir?Şiiler Hz. Ebubekir, Hz. Osman ve Hz. Aişe (r.anhum)’a neden lanet ediyorlar?Ehl-i Sünnet ve Şia’nın temel ayrışma noktaları ve bunun sebepleriİmamiyye Zeydiyye polemikleriŞia’nın Kur’an’ın tahrif olduğuna dair iddialarıTarihten Günümüze Şia’nın Ehl-i Sünnet’e karşı tutumuHamalı âlim Ahmed Cemmâl el-Hamevî ile Şiilik üzerine mülakatŞia’nın iddia ettiği gibi Sahabe-i Kirâm Allah Rasulü’nün söz ve fillerine muhalefet etmiş midir?On iki İmam öncesi Ehl-i Beyt taraftarlarının Sahabe-i Kiram ve ilk üç halifeye olan tavrı nasıldı? vb konuların yanısıra “Rıhle’den bölümünde son zamanlarda yaşananlara dair kısa değini ve tesbitler var. “Paralel yapı”, İsmailağa Cemaati’nde yaşanan Kadirov ziyareti krizi, IŞİD konularına dair Rıhle’nin değerlendirmelerini mezkur bölümde okuyabilirsiniz. RIHLE, son sayısını şöyle takdim ediyor: “Hz. Âdem (a.s)’dan Hz. Peygamber (s.a.v)’e kadar gönderilen tüm peygamberlerin (aleyhimusselam) ümmetleri içinden çıkıp, peygamberlerinin kutlu mesajını tahrif etmiş ya da o mesajın anlamını dejenere etmiş bir takım insanlar olagelmiştir. Kur’an-ı Azimuşşan’ın tahrif tehlikesine karşı bizzat Rabbimiz tarafından koruma altına alınması, onun ifade buyurduğu anlamı sahih mecrasından saptırmak isteyeceklerin olmasına engel değildir. Nitekim tarih boyunca tüm bid’at fırkalar bu yolu denemiş, hadisleri devre dışı bırakarak Kur’an’a kendi inanç ve kanaatlerini söyletmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda en etkili olmuş bid’at fırka olarak Şia’yı görmek şaşırtıcı değildir. Özellikle son asırda Ümmetin yaşadığı problemler göz önüne alındığında, sıkıntıların sadece dış kaynaklardan doğmadığını, aynı zamanda içsel bazı hastalıkların da Ümmet bünyesine zarar verdiğini müşahede etmek mümkündür. Bu ve daha birçok sebepten dolayı RIHLE, bu sayısını Şia’ya ayırdı. Ebubekir Sifil hoca, İmâmiyye Şiası’nın etkin propagandası sonucunda ‘Şia’ ve ‘Ehl-i Beyt’ kavramlarının adeta eşanlamlı hale gelmiş olduğunu belirttiği makalesinde, Râfızilik ideolojisini benimsemenin; Ehl-i Beyt’i sevmenin, onlara tabi olmanın ve onların hukukunu korumanın olmazsa olmaz yolu olarak sunulduğunu söylüyor. ‘Ehl-i Beyt ve Râfıza’ başlıklı makalesinde Sifil hoca, Sünnîliği Ehl-i Beyt düşmanlığının adı olarak lanse eden, Ehl-i Sünnet’i düşman olarak görüp onlara buğz etmeyi Ehl-i Beyt muhabbetinin tabii ve gerekli neticesi olarak gösteren kara propagandayı ele alıyor. Abdulcabbar Adıgüzel hocaİmâmiyye’de beş temel inanç esası olan tevhid, adâlet, nübüvvet, imâmet ve meâd’ı incelediği ‘Şiîlikte İnanç Esasları’ başlıklı makalesinde, Şia’yı farklı kılan; Allah’ın sıfatlarının zâtı ile aynı olması, ru’yetullah’ın imkânsızlığı, Kur’an’ın mahlûk olması ve bedânın kabul edilmesi gibi meseleleri inceliyor. Ayrıca Şia’nın Mu’tezile ile olan ilişkisini de mezkûr konular bağlamında irdeliyor. Metin Bozan hoca Şiî temel kaynaklara dayanarak hazırladığı ‘Oniki İmamcı Şia’nın Oluşum Süreci’ başlıklı çalışmasında Şia mezhebinin oluşum ve kurumsallaşma sürecini imamet nazariyesi merkezli olarak ele alıyor ve imamet teorisi ile ilgili unsurların izini buradan takip ediyor. Fatih Yücel hoca ise bu konuyla bağlantılı olarak Şia’da ortaya çıkan bir ayrışmayı ‘İmamiyye-Zeydiyye Polemikleri’ başlığı altında inceliyor. Bu bağlamda İmamet nazariyesi, Kur’an’ın sübutu, Sünnet anlayışı, mut‘a nikâhı ve abdestte ayakların yıkanması gibi konularda yaşanan tartışmalara makalesinde yer veriyor. Suriyeli âlim Abdulkadir Muhammed el-Hüseyin hoca ise çok önemli bir konuyu, Ehl-i Sünnet-Şia ilişkilerinin makul seviyeye gelebilmesi için gerekli olanları Şia ve Tashih kitabının değerlendirmesiyle yapıyor. ‘Şia ve Tashih -Şia ile Teşeyyu Arasındaki Mücadele- İsimli Kitaba Dair Düşünceler’ başlıklı makaleyi bu gözle değerlendirmek gerek. Bu sayımızda Ürdün’de ikamet etmekte olan Şeyh Ahmed Cemmâl el-Hamevî hoca ile ‘Şia Üzerine’ esaslı bir mülakat okuyacaksınız. Fikret Çetin’in yaptığı bu mülakat, hem Şia’nın tarihsel tavırlarını hem de aktüel tercihlerini anlamak için başvuru kaynağı olmaya aday… Ayrıca bu sayıda “Soruşturma” bölümümüze katkı veren Serdar Demirel hocanın yanısıra Abdulkadir el-Hüseyin hocanın soruşturma cevaplarını Türkçe ve Arapça olarak istifadenize sunuyoruz. İntikad bölümümüzde ise bu sayıda Ahmet Tahir Dayhan hocanın ‘Sahâbeyi Ötekileştirmek Üzerine’ başlıklı değerlendirmesini bulacaksınız. Dayhan hoca çalışmasında, ilk önceleri kendini Ehl-i Sünnet sanan –hatta Tunus’ta İhvan-ı Müslimin’in ilk kurucularının içinde de yer alan- fakat daha sonra hidayete ererek (!) Şiî olan Muhammed et-Ticânî es-Semavî’nin hidayetini (!) ve hidayetine neden olan (!) argümanları değerlendiriyor. Şia’nın teo-politik yayılmacılığının entelektüel/ilmî altyapısı olarak kullanılan es-Simâvî’nin eserlerinin -ya da hidayet (!) serüveninin- ilmî ve sahih bilgilerden ne kadar uzak olduğunu, ayet ve hadislerden cımbızlama ve yönlendirme yöntemi ile ne kadar fasit görüşün çıkarıldığını görmek açısından ibret verici bir durum. Bu sayımızda ayrıca İsmail Lütfi Çakan hocanın Hz. Aişe (r.anhâ) validemizden bir rivayetle yapılan Sünnet tanımını değerlendirdiği ‘Hz. Aişe (r.anhâ)’nin Yanlış Değerlendirilen İki Sözü: Pek Veciz Bir Sünnet Tarifi’ başlıklı yazısı ile Mustafa Özcan’ın Şiî yayılmacılığın bölgesel ve uluslararası etkisini incelediği ‘Paralel Mezhep Ortadoğu’yu Kuşatıyor’ başlıklı yazısını da bulacaksınız. Ehl-i Sünnet’in sahih yolunda devam eden rıhlemizde gelecek sayılarda tekrar buluşmak duasıyla…”