Fidel Castro'yu Öldürmenin 634 Yolu
1 Ocak 1959 tarihi kelimenin tam anlamıyla emperyalizmin Küba'da, “çuvalladığı” tarihtir. O gün, ABD'nin kendi arka bahçesi olarak gördüğü ama ortalama bir ABD vatandaşının tahayyül sınırlarının kat be kat üzerinde bir fiziki alana ve yine ortalama bir ABD vatandaşının zeka düzeyinden kat be kat üzerinde ortalama zekaya, kararlılığa, cesarete ve elbette ki, “yoklar”a sahip nüfuslu kocaman kıtanın küçük de olsa bir parçasının artık sonsuza değin bahçeden koptuğu gündür. Affedilmez bir durumdur bu ve tabii ki de, ibreti alem olsun diye en beter bir biçimde cezalandırılacaktır. Bir avuç gerillanın kendilerinden hafzalaları zorlayacak biçimde üstün bir orduyu altedip kendisini ülkenin başkanı zanneden bir zibidiyi don paça kaçmaya zorlaması yenir yutulur bir durum değildir. Oysa ABD ne kadar da güvenmiştir kendi elleriyle yarattığı herbir konuda desteğini hiç esirgemediği diktatörüne. Kaçakçılık, kumar, fuhuş, insan ticareti gibi kârlı “iş kolları”na muazzam sermayeler yatırmış, adanın doğasını, ürünlerini, madenlerini -yok pahasına olsa da- pazarlamak için, adayı kalkındırmak için fedakarca(!) didinip durmamış mıdır? Fidel Castro diye bir avukat bozuntusu çıkmış, ardına da Arjantinli midir nedir, komünist bir doktoru takmış onca yılın emeğini, yatırımını bir anda tuzla buz etmiştir. Tamam, gerillacılık oynasınlar, hükümet de olsunlar, e canım Ruslarla da anlaşsınlar, ABD de anlaşıyor, onlara yardım da edilir, ABD'yi sevmek zorunda da değiller ayrıca; lakin, toprak reformu da ne? Ya o kamulaştırmalar falan; özel mülkiyete sınır koymalar, hatta kaldırmaya kalkmalar. Yok kumar yasa dışıymış, rüşvet yolsuzluk kaçakçılık sahtekarlık ağır suçmuş... Belki Fidel iyi bir adamdır. Ama çevresi kötü, karizmasından yararlanıyorlar. Komünistler diktatörlüğün düşmesini fırsat bilip ABD'nin burnunun dibine yerleşmektedirler işte. Herşey Fidel'de bitmektedir, evet. Fidel bitirilirse, yangın kendiliğinde söner. Matematik basittir: Yorgan gider, kavga biter! Öyleyse bu adamı ortadan kaldırmanın tüm yolları emperyalizme helâldir. Fabián Escalante, 1 Ocak 1959 devriminin hemen sonrasında karşı devrimci girişimlere ve emperyalist haberalma servislerinin sızıntılarına karşı devrimi korumakla görevli Küba karşı-istihbaratında göreve başladı. Devrim hükümetine ve liderlerine karşı girişilen açık ve gizli saldırıların giderek yoğunlaşması karşısında karşı-istihbarat servisinin daha da etkinleştirilmesi gündeme geldi. Sovyetler Birliği'nde gördüğü çok kısa bir eğitimin ardından, Küba İstihbarat Servisi içerisinde ayrıca oluşturulan, Saldırıları Önleme Birimi'ne atandı. Fabián Escalante'nin bu birimdeki çalışması onu dünya istihbarat servisleri çapında bir üne kavuşturmuştur. Nitekim 1976 yılında “general” rütbesiyle, Devlet Güvenlik Birimi'nin başına getirildi ve bu birimi 1982'ye değin yönetti. Ancak Fabián Escalante'nin asıl ünü, Fidel Castro ve Küba Devrimi'ne karşı 1959'dan, hatta devrim öncesinden başlatılan yoğun saldırıların arkasında duran CIA ve ABD mafyası destekli gücün, 1963'te Başkan Kennedy'i öldüren örgütle organik bağlantısını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde tüm belge ve kanıtlarıyla ortaya koymuş olmasından gelir. Öylesine ki, Küba istihbaratının bu oldukça başarılı kollektif çalışması ABD'de de büyük ses getirmiş, Fabián Escalante, ABD Senatosu'nun Kennedy suikastının aydınlatılması amacıyla Senatör Select başkanlığında oluşturduğu komitenin resmi talebi üzerine 1978'de Küba Devleti adına ABD'ye rapor hazırlamıştı. Kendi devlet başkanının kimin tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkartılabilmesi için yıllarca devirmeye uğraştığı -ve bugün bile uğraşmaktan vazgeçmediği- ufacık bir devletin kendi saldırılarını başarıyla püskürtmüş, ünlü CIA'sını kepaze etmiş “amatör” istihbarat biriminin başkanından medet ummak! “Fidel Castro'yu Öldürmenin 634 Yolu”, CIA-Mafya ittifakının ve bunların işbirlikçilerinin 2000 yılı sonuna değin giriştikleri “eylemler”inden Fabián Escalante'nin derlediği, bir seçki. Zaten kendisi de bizzat yaşamış bunları. Koca koca adamların, örgütlerin, hükümetlerin, kendisini dünya lideri olarak gören başkanların, Fidel Castro'nun “devre dışı” bırakılması için ne denli “Zihni Sinir” icatlarla uğraşmış olduklarını ağzımız bir karış açık okuyoruz. Mao'nun o ünlü, “emperyalizm kağıttan kaplandır” sözü bu kitabı okurken sıkça akla geliyor ve koskoca(!) CIA'nın, emperyalist dünyanın lideri ABD hükümetinin bu çaresizliklere onay vermesi, bu akıllara ziyan planlardan medet umar hale gelmesi bizleri hiç şaşırtmıyor. Karşılığında, bilgiye, özgüvene, insan ve yaşam sevgisine dayanan devrimin dünyanın en büyük süper gücünün yok etmeye yönelik her saldırısını, ki dile kolay, 634 belgeli tanıklı komplo, boşa çıkarma yeteneğinin yakın dünya tarihinde eşinin benzerinin olmaması gerçeğiyle de ortaya çıkan gururlanmadan darısı başımıza diyerek az biraz da olsa pay çıkartıyoruz kendimize.