Search

Alman anayasa hukukçusu ve siyaset felsefecisi Carl Schmitt, "Modern devlet kuramının bütün önemli kavramları, dünyevilestirilmis ilahiyat kavramlarıdır.” derken sıradanlıgı asan bir tespitte bulunmustur. Ülkemizde öncesinde yasandıgı gibi yakın tarihte de iki yıllık bir OHAL dönemi yasanmıstır. Bu süre.teki uygulamalar ve yasal düzenlemeler iktidarın dili ile Tanrısallıgın dili arasındaki baga vurgu yapan Schmitt’in "Egemen, olaganüstü hale karar verendir” seklindeki ünlü s.zünün somutlasmıs örnegine sahitlik etmistir. Kitap, bu egemenlik anlayısının Türk Anayasalarındaki seyrini sunmaktadır. Bu baglamda, Osmanlı-Türk Anayasalarında hâkim olan egemenlik anlayısı veya anlayısları tartısılmıs ve geçen süre zarfında egemenlik anlayısında bir degisim ve d.nüsüm yasanıp yasanmadıgı bu belgeler üzerinden incelenmistir.

Sanat, insanın duygu ve düşüncelerini yansıtmakta kullandığı bir yöntem olmasının yanı sıra sahip olduğu güzellik ve estetik bakış açısının da ifade aracı olarak tanımlanabilir. Sanatçının bilgi birikimi ve becerisine göre ortaya çıkan sanat, içinde bulunduğu toplumun kültür değerlerine ve inanç yapısına bağlı olarak da şekillenmektedir. Bu açıdan bakıldığında sanatın hem bireysel hem de toplumsal bir yönü bulunmaktadır. Bir toplumun bünyesinde barındırdığı sosyo-kültürel yapı, sahip olduğu inanç ve ritüeller, mitler ve etkileşim alanları gibi birçok unsur o toplumun sanat anlayışının oluşmasına etki eden en önemli faktörler olarak vurgulanabilir.

“Maske-Mesafe-Hijyen” sloganı kadar, “Evde Kal”, son zamanların, pandemi dönemine ilişkin en yaygın söylemlerinden olmuştur. Evinde, zamanını iş ve bilim dünyasına katkı sağlamak arzusunda olan 63 kişilik bir ekip ile dijital ortamda bir araya geldik, yoğun çalışmalarla eserler üretmeye gayret ettik. “Teknolojik ve Dijital Dönüşüm” ve “Pandemi Sonrası Yeni Dünya Düzeninde Teknoloji Yönetimi ve İnsani Dijitalizasyon” eserlerimizin ardından iş dünyasından ve akademiden katılan dostlarımız ile “Dijital Gelecekte Mesleklerin ve Sektörlerin Dönüşümü” isimli uygulama ve sektörlere yönelik bu eseri ve “Sektörlerin ve Mesleklerin Geleceği” adlı literatür taraması ve teorilere yönelik bir diğer eseri eş zamanlı olarak üretiyoruz. Dijital dönüşüm elbette en öncelikli meselemizdi. Akademi ve reel sektörden oluşan grup üyelerimiz ile hem reel sektörün, hem kamunun, hem akademinin ve teknolojiye ilgi duyan herkese fayda üreteceğini düşündüğümüz “Dijital Gelecekte Mesleklerin ve Sektörlerin Dönüşümü” kitabımızda eğitimden spora, tekstilden otomotiv sektörüne, tarım, kuyumculuk lojistik ve bilgi teknolojileri, muhasebe finans özel saha alanları ile kamu sektörüne kadar pek çok çalışma alanlarını masaya yatırdık. Her alanda, teknolojinin gelişimi ister istemez ele alınarak gelecek rotaları oluşturulduğunu görüyopruz. Yeni meslekler ve alanların ortaya çıkması kaçınılmaz. Bilgi toplumunun gereklerinde en temel gereksinim entelektüel yani beşeri sermayenin birikimi ve işletilmesidir. Yapılan çalışmalar şunu açıkça gösteriyor ki bilgi yeni dönemim petrolü durumundadır. Öyleki, geleceğin şekillenmesinde ve küresel rekabette petrolün tesirinden daha fazlasını barındırıyor. Dünya geneli bir rezerv miktarı yok, kullanıldıkça tükenmiyor aksine artıyor. Bu kitabın içeriğinde bölüm yazarlarımızın sıkça kaleme aldığı gibi, mesele sosyal iktisadi, siyasi ve çevresel anlamda ele alınması gerekiyor. Sektörlerin ve Meslekelerin Geleceği adlı eserde olduğu gibi, bu eserde de 16 bölümün hemen başında, Kenziman Algoritması ile elde edilmiş bilimsel özet çıktıları mevcuttur. Özet metinlerde yazanların sorumluluğu yazarlara ait değildir. Kenziman Algoritmasının çalışma biçimi Sektörlerin ve Mesleklerin Dönüşümü adlı eserde tarafımdan ele alınan bir bölümde etraflıca izah edilmiştir.

Penghayatan pendidikan yang memanusiakan manusia merupakan konsep yang menekankan pentingnya pendidikan dalam membentuk manusia secara holistik, baik dari segi intelektual, emosional, sosial, maupun spiritual. Pendidikan yang memanusiakan manusia bertujuan untuk mengembangkan potensi manusia secara menyeluruh dan membentuk karakter yang baik serta menjadikan manusia sebagai individu yang lebih berempati, berkepribadian, dan bertanggung jawab. Dengan menerapkan konsep pendidikan yang memanusiakan manusia, diharapkan setiap individu dapat tumbuh dan berkembang menjadi manusia yang berkualitas, mampu berkontribusi positif bagi masyarakat, dan peduli terhadap sesama serta lingkungan sekitarnya.