"Ben, Orestes. Bana bu adı verdiler…"
Bir ismin içinde taşınan kader, bir soyun üstüne çöken lanet, bir insanın zihnini kemiren vicdan…
Kral Agamemnon’un oğlu Orestes, çocukluğundan itibaren bir yazgının peşinden sürükleniyor. Babası öldürüldüğünde, annesi Klytaimestra ve sevgilisi Aigisthos tarafından saraydan koparıldığında, hayatının bir gün intikam almak için şekilleneceğini biliyor muydu? Peki ya intikam alındığında?
Erinysler… Gözlerini ondan hiç ayırmayan, vicdanın ete kemiğe bürünmüş halleri… Kendi sonunu hazırlayan bu kaçınılmaz döngüde Orestes, bir kahraman mı yoksa bir kurban mı?
Ancak Orestes’in içinde yalnızca intikamın sesi yankılanmıyordu. Çocukluğundan beri zihninde bir isim vardı: Hermione. Onun hayaliyle konuştu, onun hayaline tutundu, onun hayaliyle büyüdü. Aşkı, umudu, kendini bulma çabası, hepsi Hermione’nin sessiz varlığında saklıydı.
Bazı savaşlar dışarıda değil, insanın kendi içinde kazanılır ya da kaybedilir. Orestes’in savaşı da Mykenai’de değil, kendi ruhundaydı.
Mitolojinin en trajik karakterlerinden birinin gözünden, sadece mitoloji değil, insan ruhunun derinlikleri de anlatılıyor. "Ben, Orestes – Erinyslerin Gözleri", mitolojik bir hikâyeden çok daha fazlası; intikamın, pişmanlığın, aşkın ve kaçınılmaz yazgının romanı.
ISBN:9786250072462