Hazret-i Mevlâna, Mesnevî-i Şerîf hikâyeleri ile herkesin nasiplenebileceği bir sofra açmıştır. Tercümeleriyle bu sofradan istifadeyi kolaylaştıran Fazlullah Rahîmî Efendi; son derece kıymetli şerhleriyle de, her idrak seviyesindeki insanın zevk alabileceği irfan dersleri sunmaktadır. Günümüz Türkçesi ile neşredilen eser üç ciltten oluşmaktadır.
Hazret-i Mevlânâ buyurur ki: “Allah, zâhir gözle görülmez. Kullar içinde peygamberler, Allah’ın halifeleridir. Onları gören, Allah’ı görmüş gibi olur. Peygamberler, Hakk’ın vekilidirler demiştim. Lakin öyle değildir, yanlış söylemişim. Zira vekil, vekili olduğu zât ile düşünüldüğünde, iki vücut zannedilerek, hoş bir tabir olmuyor. Vücutta ikilik görmek, gizli şirktir. Peygamberler ve velîler, Hakk’ın gölgesidirler. Hakk’ın iradesi olmadan, onlardan bir şey zuhur etmez. Onlar, kendilerine nispet edilecek vücut vehminden soyunmuşlardır. Hakikî ve tek vücut ile bakîdirler. Hakk’nın nurudurlar. Birbirlerinden ayrılamazlar, hepsi bir nurdur.”