Geçmişten günümüze “Kürt kökenli isyanlar” “terör ve
benzeri olaylar” anlatılrken, taraf olan olmayan herkes bu
yaklaşımları “Kürt meslesi/sorunu” olarak nitelendirmişlerdir.
Oysa kitabı okuduğunuzda da anlaşılacağı gibi, tüm bu
eylemlerin sonucunun siyasal bir sistem kurma amacı güttüğünü
göreceksiniz. Bu nedenle “Kürt Sorunu/Meselesi” olarak
görülen olgunun, bir “Kürt Siyasi Hareketi” olarak adlandırılmasının
daha doğru olacağını düşünenlerdenim.
Kürtlerin Anadolu'ya gelişlerinden itibaren egemenliklerine
girdikleri hâkim otoritelerle zaman zaman uyum içinde
oldukları, zaman zaman ise çatışma içine girmelerinin altında
homojen bir yapı olmadığı, kısaca beklenti, istek ve amaçlarının
değişiklik gösterdikleri gözlemlenmiştir.